8 Eylül 2008 Pazartesi

"O AN" lar



Portekiz'de kadın ulusal futbol takımları arasındaki Algarve Kupası maçlarından biri... Amerika Birleşik Devletleri, Çin maçından bir enstantane. Amerikalı oyuncunun yüzünün topa gömülüşü çarpışmanın şiddetini gösteriyor. Aly Wagner'in yüzünün görünen kısmı 'o' andaki acısını ortaya koyuyor. (Associated Press / Armando Franca) 


Şeytani ruhu kovma 



Bulgaristan'ın Lozen Köyü'nde "Sirni Zagovezni" kutlaması. İnanışa göre, ellerde ateşle şeytani ruhlar kovuluyor. AP Ajansı'ndan Petar Petrov, olayı düşük enstantaneyle fotoğraflayınca ejderha figürüne bürünmüş ateşi yakalayıveriyor. (Associated Press / Fabian Bimmer) 

Garip bir 'o' an 




Afganistan'dan bir fotoğraf. Oralı olmayanlar içinde karenin her köşesi iki anlamda da garip... Burası bir mezarlık. Toprak garip, mezar taşları garip. Hatta ışığın üzerinden anlık uzaklaşmasıyla mezar taşı gibi görünen Afgan da garip. Aslında ışığın 'o' anda kilim üzerinde toplanmasıyla farklı bir mekanın aydınlanması da garip. O kilim mezarlıktaki çayhane. Afgan, bir demlik çay ısmarlamış, mezar taşlarının arasında ya da mezarların üzerinde dinleniyor. Demiştik ya, 'o' anın her köşesi iki anlamda da garip. 'O' anın kendisi de iki anlamda garip... (Associated Press / Rodrigo Abd) 

Baharın gelişi 



Kuzeydoğu Hindistan'da, Varanasi'de Holi diye bilinen renkler festivalinden bir 'o' an. AP Ajansı'ndan Rajesh ***** Singh'in fotoğrafı. Bu bölgede Hindu mitolojisinden esinlenilen bir gelenekle insanlar, birbirlerine parlak renkli tozlar atarak baharın gelişini kutluyor. 'O' anın kahramanı ise o hengame içinde farklı muamele görüyor. Zira bu zat, bir Hindu din adamı. 7 el tarafından boyanıyor. Geleneğe teslim olmuş, içten bir hoşnutlukla keyfini çıkarıyor. O kadar memnun ki halinden, o keyif 'o' anda donmuş olmasına rağmen gülümsemeye devam ediyor. (Associated Press / Rajesh ***** Singh) 

Arınma amacıyla 



Bir başka yer, bir başka bahar kutlaması... Japonya'da başkent Tokyo yakınlarındaki Takao Dağı. Baharın gelişinin kutlanmasının yanısıra bu etkinlikte Budist keşişler, çıplak ayakla közler üzerinden yürüyor. İnanışa göre amaç, arınmak. Keşiş acıyı dışlamak için içine gömülürken, ateş ve yakıcı sıcaklığı 'o' anda ne kadar da masum görünüyor. (Associated Press / Junji Kurokawa) 


Köpek sahibine benzer 



İngiltere'de Birmingham Köpek Gösterisi'nden bir enstantane. Olayı izleyen AP Foto Muhabiri Rui Vieira-pa açıdan, köşeden yararlanarak sahibiyle bütünleşmiş bir doberman görüntüsü ortaya çıkarıyor. (Associated Press / Rui Vieira-pa) 


Gökkuşağı altında 



Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya'da bir fırtınadan hemen sonra... Belli ki arazinin sahibi, aynı familyanın farklı türlerini belirli bir düzen içinde dikmiş. Bir ondan, bir ondan... Birbirlerine yaslanmış badem ağaçları, havadaki pusdan da yararlanıp, baharı karşılamadaki farklılıklarını hoş bir desenle ortaya koyuyor. Gökkuşağı da bu güzel sürprizi kutsuyor. (Associated Press / Fresno Bee, John Walker)

Geleceğin icatları :))

 

 

3000 yılında bronzlaşmak sadece birkaç saniyenizi alacak.



3000 yılında özel makinalar siz hastalandığınızda akan burnunuzu temizleyecekler.



3000 yılında eğer bilgisayara küfür yazarsanız bilgisayarınız sizi cezalandıracak.



3000 yılında siz çantanızı değil çantanız sizi taşıyacak



3000 yılında spor yapmanız kolaylaşacak



3000 yılında saçınızı sakalınızı kolayca kesebileceksiniz



makyaj yapması çok daha kolay olacak.



3000 yılında 4 bacaklı pantolonlar sayesinde istediğiniz yerde oturabileceksiniz.



3000 yılında okullar benzinden tasarruf etmek için otobüs şöförlerini sirk çalışanlarıyla değiştirecekler.



3000 yılında sporcular o kadar çok para kazanacak ki kendileri için oynamaları için birilerini çalıştıracaklar.



3000 yılında klozette küçük oynamalar sayesinde evin içinde sörf yapabileceksiniz.

 

 

Arabaların dili

Arabaların dili bilmece gibi

Arabaları anlamak için artık sözlük lazım. İşte kısaltmaların anlamları;

Her gün farklı donanım ve özelliklere bürünen otomobiller, şüphesiz insanların hayatını kolaylaştırıyor. Ancak, otomobillerin özelliklerini yansıtan yabancı dildeki teknolojik terim, harf ve kısaltmalar ise kafaları karıştırabiliyor.

İşte kısaltmalar ve anlamları;

ABS:
"Antiblock Brake System"in kısaltması olan ABS, sürücülere, tekerlekler kilitlenmeden fren yapma olanağı sağlayan, bu sayede aracın manevra ve kontrol yeteneğini artırarak sürücüye yardımcı olan sistemi ifade ediyor.

ESP:
Elektronik Stabilite Programı (ESP), sensörler sayesinde otomobilin seyir halinde çizgisini korumasına, savrulmadan stabil bir şekilde seyrini sürdürmesine yardımcı olan sistemi anlatıyor.

BAS veya EBA: "Brake Assist System" ve "Emergency Brake Assist"in kısaltmaları olan BAS ve EBA, sürücünün fren pedalına sert basması halinde fren gücünün tam olarak devreye girmesini simgeliyor.

MSR: "Motor Schleppmomenten Regelung"un kısaltması olan MSR, özellikle kaygan zeminlerde, sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesiyle oluşacak kaymayı, motor torkunu kullanarak önlemeye çalışan sistemin adı.

ASR: "Anti Schlupf Regelung"un kısaltması olan ve Türkçe'ye antipatinaj sistemi olarak de çevrilebilen ASR, araçta patinaja geçildiğinde çekiş olan tekerleklere giden gücü kontrol ederek tutunmayı sağlıyor.

EBD: "Electronic Brake Distributor"ün kısaltması olan "EBD" sistemi, fren yapılması halinde gücün ön ve arkadaki akslara dengeli şekilde dağılmasını ve böylece güvenli fren yapılmasına yardımcı oluyor.

ASC T: "Elektronik çekiş kontrol sistemi" olarak tanımlanan sistem, aracı seyir halindeyken sensörler aracılığıyla sürekli takip ediyor. Sürücü, tehlike yaratacak durumlarda aracına gaz verse bile, sistem motor gücünü sınırlıyor.
EPB veya APB: Klasik el freninin yerine geçen bu sistemde, el freni, anahtar kontak yuvasından çıkarıldığında otomatik olarak devreye giriyor.

Tiptronic: Araçlardaki şanzımanın manüel ya da otomatik olarak kullanılmasını ifade ediyor.

Cruise Control:
Otomatik hız kontrol sistemi olarak tanımlanan "Cruise Control" sürücü tarafından devreye sokulduğunda, aracın hızı sabitleniyor sistem gaza, frene ya da sistemi çalıştıran düğmeye yeniden basıldığında devreden çıkıyor. Yeni nesil bazı modellerde kullanılan, "Akıllı Cruise Control" sistemi ise sensörler aracılığıyla öndeki araçla olan mesafeyi kontrol ederek aracı yavaşlatıyor.

SRS: "Suplementary Restraint System"in kısaltması SRS, "Airbag"i ifade ediyor. Türkçe'de hava yastığı olarak kullanılan sistem, çarpışma sırasında, çok kısa bir süre içinde otomatik olarak devreye girerek, sürücü ve yolcuların korunmasını sağlıyor.

Futbol artik böyle oynanacakmis ))))) +15


Sevdanı Saklayıp Koynuma

Bu gece... 
Kar tanelerinde öpücüklerin 
Usul usul yağıyor yanaklarıma 

Kayboluyor buzdan kâbuslarım 
Pamuk helva yumuşaklığında 
Salıyor kendini yüreğim 
Dingin bir rahatlık akıyor ruhuma 
Mutlu kediler gibi 
Tınılar çıkıyor dudaklarımdan 
Sevdanı saklayıp koynuma 
Teslim ediyorum kendimi 
Yatağımın sıcacık sarmalayışına 
Ve misafir geliyorum uykularına 

Yaz sıcağında bunalmışsan eğer 
Yağmur bulutlarını topluyorum 
Bir dağ başında titriyorsan 
Güneş olarak doğuyorum 
Tutkulu bir düşte gizlenip 
Seyrediyorum gözlerinden 
Aşk yayılıyor içime 
Masmavi deniz oluyorum 

Wallpapers - Bikes

 
 
 
 
 

Yüreğimde sevgin kaldı canım sen kaldın

Seni düşündüm bu gece yine. 
Gözlerimde hayalin, aklım ise sen de, 
Serseri gecelerdi beni sana odaklayan, 
Lacivert yüreğimdi senin için ağlayan, 
Hayallerimse, aşkımı hep sen de bırakan, 


Bir şarkıyla başladık seninle bu aşka, 
Sonra şiirlerle sevdik birbirimizi, 
Upuzun sahildi adım adım dolaştığımız, 
Ellerin belimdeyken anladım bu aşktı. 
Bitmedi bu sevgi, hep içimde kaldı. 


Özlemler sığmıyor günlere artık aşkım, 
Hasretinse lime lime etti yüreğimi, 
Her günüm sayfa sayfa kederlerde, 
Kalem bile isyan etti hüzünlü dizelere, 
Bu kalp senin artık, senin emrinde. 


Aklımdan geçenleri bir bilebilsen, 
Düşündüklerimi, bir hissedebilsen, 
Yanan bir kalp görürdün karşında, 
Aynaya bakmış gibi, kendini görürdün 
Sana deli gibi akan, beni görürdün. 


Sen giderken birşey unuttun ben de, 
Her şeyi aldın ama bir şeyi bıraktın bana, 
Yüreğimde sevgin kaldı canım sen kaldın. 
Beni alabora eden rüzgarını bıraktın. 
Arkanda ise bıraktığın, seven bir kalp

Aşk Dilimde Sevgi Yüreğimde

sönmeyen közü, soluyan rüzgar gibi, 
içime çekiyorum her an seni. 
içiyorum yudum yudum, 
bende ki aşkın ve sevgini. 
bir nihavent şarkısın dilimde, 
dizelerimi süsleyen kelimelerle. 
uzak olsanda öyle yakınsın ki bana. 
hissediyorum seni, sanki yanımda. 
buzlar eridi bana verdiğin aşkla, 
sevgin bir başka güzel yaşantımda. 
doyamadığım teninde daldım rüyalara, 
ah bu aşk, herşeye bedel bu hayatta. 
ben sana aşığım bana verdiğin aşka da. 
Akdeniz akşamları gibi hayalin, 
Karadeniz gibi coşkulu halin, 
Marmara gibi huzur veren güzelliğin, 
Ege gibi sıcaklığın, 
yaktı beni bebeğim. 
korlarda olan bedenim yanıyor şimdi, 
sevdiğim. 
aşk dilimde, sevgi yüreğimde, 
zavallı bu gönlüm, hep seninle. 
hiç bitmeyecek özlemimde

İçim titrerdi gözlerine bakarken

Şimdi yanında olmak vardı sevdanın 
İçim titrerdi gözlerine bakarken. 
Okşardı saçlarını ellerim 
Sunardım her teline sonsuz sevgimi. 
Çılgınca istekler sararken içimi 
Bir kucaklardım ki seni sımsıkı. 
Gülümseyen kocaman ağaçlardan 
Toplardık ne güzel meyvelerimizi. 
Kaybederken yolumu teninde 
Dalardık sınırsız düşlere... 
Şimdi yanında olmak vardı sevdanın 
İçim titrerdi gözlerine bakarken 

Günün resmi.. (mutluluk halleri..)

 

Öpüyorum seni

Sana kadeh kaldırıyorum 
Karşımda oturuyormuşsun gibi. 
Gülüyorsun kocaman 
Yeşili daha bir parlamış 
Işıklar saçıyor gözlerin 
Öyle canlısın ki! 
Uzatsam elimi... 
Dokunabileceğim sanki! 
Değiverecek 
Dudaklarım dudaklarına 
Kapıyorum gözlerimi 
Her zerresi bedenimin 
Duyumsuyor seni 
Öpüyorum, öpüyorum sıcacık 
O bal dudaklarından 

Hüzün kokuyorsa dizelerim...

 

Hüzün kokuyorsa dizelerim... 
Harcadıklarından, 
Harcattıklarındandır, 
Bil... 
Sevgi dediğin,arsız duygulara kurban edilecek kadar ucuz değil.. 
Hala, 
Seni yazıyorsa hala kalemim, 
Aldıkların, 
Verdiklerin, 
ve 
Senden degil, 
Kalemin itibarındandır 
Bil..

Kaykay

Üç adam ölür ve cennete giderler.

Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?"

Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım."

Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.."

Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık."

Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der

Ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?"

Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm."

Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın.

Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler.

Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar.

 "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?"

 "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam.

 Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar.

 Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."

 

Canım, sevdiğim, aşkımdın...

İsmini sevgi koydum yandım durdum. 
Ateşlerin içinde inan, kayboldum. 
Sevgin sarmıştı bedenimi, yüreğimi, 
Bin kere öldüm bir kere sevdim seni. 

İsmin aşktı hiç durmadan beni yaktı. 
Lâvlarda kalan yüreğim hep yalnızdı. 
Uğrunda ölünür müydü bu aşkla, 
Bense yaşamıyorum bir baksana. 

Bir özlemdi ismin, işlerdi ruhuma, 
Yakardı delicesine, akşamlarda, 
Seni düşünmek, seni anmaksa, 
Ölüme eşdeğerdi bu sabahlarda. 

Hasretti ismin, saklı gözyaşlarımda, 
İncilerle döşenmiş gizli ruhumda, 
Kavuşamayanlara inat büyük aşkla, 
Çok sevdim seni gelmeyen baharla. 

Sevdaydı ismin, sevmiştim çünki. 
Kıskanmıştım delicesine bil ki. 
Herşeyimdin bırakamazdım seni. 
Canım, sevdiğim, aşkımdın çünki