15 Eylül 2008 Pazartesi

Öğrendim ki

 
Ogrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsiniz.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karsi tarafa birakirsiniz. Ogrendim ki...
Guveni gelistirmek yillar aliyor,
Yikmak bir dakika.

Ogrendim ki...
Hayatinda nelere sahip oldugun degil
Kiminle oldugun onemli.

Ogrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mumkun
Ama sonrasi icin bir seyler bilmek gerek.

Ogrendim ki...
Kendini en iyilerle kiyaslamak degil
Kendi en iyinle kiyaslamak sonuc getirir.

Ogrendim ki...
Insanlarin basina ne geldigi degil
O durumda ne yaptiklari onemli.

Ogrendim ki...
Ne kadar kucuk dilimlersen dilimle
Her isin iki yuzu var.

Ogrendim ki...
Olmak istedigim insan olabilmem
Cok vakit aliyor.

Ogrendim ki...
Karsilik vermek
Dusunmekten cok daha basit.

Ogrendim ki...
Butun sevdiklerinle iyi ayrilman gerek
Hangisi son gorusme olacak bilemiyorsun.

Ogrendim ki...
'Bittim' dedigin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha cok var.

Ogrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen
Tepkilerin hayatini kontrol eder.

Ogrendim ki...
Kahraman dedigimiz insanlar
Bir sey yapilmasi gerektiginde
Yapilmasi gerekeni
Sartlar ne olursa olsun yaparlar.

Ogrendim ki...
Affetmeyi ogrenmek deneyerek oluyor.

Ogrendim ki...
Bazi insanlar sizi cok seviyor
Ama bunu nasil gosterecegini bilemiyor.

Ogrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gosterseniz
Bazilari hic karsilik vermiyor.

Ogrendim ki...
Para ucuz bir basari.

Ogrendim ki...
En iyi arkadasla sikici an olmaz.

Ogrendim ki...
Dustugun anda seni tekmeleyecegini dusunduklerinden bazilari
Kaldirmak icin elini uzatir.

Ogrendim ki...
Iki insan ayni seye bakip
Tamamen farkli seyler gorebilir.

Ogrendim ki...
Asik olmanin ve aski yasamanin cok cesidi vardir.

Ogrendim ki...
He sartta kendisiyle durust kalanlar
Daha uzun yol yuruyor.'

Ogrendim ki...
Hic tanimadigin insanlar,
iki saat icinde,
senin hayatini degistirir.

Ogrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatir.

Ogrendim ki...
Duvarda asili diplomalar
Insani insan yapmaya yetmez.

Ogrendim ki...
Ask kelimesi ne kadar cok kullanilirsa, anlam yuku o kadar azalir.

Ogrendim ki...
Karsindakini kirmamak ve inanclarini savunmak arasinda cizginin
nereden gectigini bulmak zor.

Ogrendim ki...
Gercek arkadaslar arasina mesafe girmez.
Gercek asklarin da!

Ogrendim ki...
Tecrubenin kac yasgunu partisi yasadiginizla ilgisi yok,
Ne tur deneyimler yasadiginizla var.

Ogrendim ki...
Aile hep insanin yaninda olmuyor.
Akrabaniz olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve guven ogrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik degil.

Ogrendim ki...
Ne kadar yakin olursa olsunlar
En iyi arkadaslar da ara sira uzebilir.
Onlari affetmek gerekir.

Ogrendim ki...
Bazen baskalarini affetmek yetmiyor.
Bazen insanin kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Ogrendim ki...
Yureginiz ne kadar kan aglarsa aglasin
Dunya sizin icin donmesini durdurmuyor.

Ogrendim ki...
Sartlar ve olaylar,
Kim oldugumuzu etkilemis olabilir.
Ama ne oldugumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Ogrendim ki...
Iki kisi munakasa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamina gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamina gelmez.

Ogrendim ki...
Her problem kendi icinde bir firsat saklar.
Ve problem, firsatin yaninda cuce kalir.

Ogrendim ki...
Sevgiyi cabuk kaybediyorsun, pismanligin uzun yillar suruyor.

Erkeklerin kadınlardan ricasıdır


* Pembe dizilerdeki sahte aşk nağmelerini bizden duymaya çabalamayın çünkü onlar gerçekten rol yapıyor ve kabak bizim başımıza patlıyor.



* Bir SMS gönderdiğiniz zaman ilk 10 saniyede cevap gelmeyince ikinci SMS'te 'Orda mısın???' diye sormayın. Kesinlikle oradayızdır..!



* Mağazada gelinliklere bakıp 'Aaaa ne güzeeel' dediğinizde onun bizim için bir anlamı yoktur. Bizi duygusuzlukla suçlamayın. Gelinlik sadece kızların hayalidir erkeklerin değil!!!



* Saçlarınızı boyattığınızda bunu fark edemezsek anlayın ki yakışmamıştır ve bu bizim suçumuz değildir.



* Çoğu erkek ısrardan ve bir şeyi ikinci kez duymaktan nefret eder; mutlaka ilk söylediğinizi anlamışızdır ama işimize gelmiyordur, lütfen bize geri zekalı muamelesi yapmayın.



* Alışveriş yapmak hiç zevkli değildir ve asla zevkli olmayacaktır.



* 'Beni seviyor musun?' diye sormayın. Emin olun ki sevmiyor olsak yanınızda bir saniye bile durmayız.



* Bizden sizinle aynı üzüntüyü yaşamamızı ve size tuvalete kadar eşlik etmemizi beklemeyin, o sizin kız arkadaşlarınızın görevidir.



* Bir yere gittiğimizde, hangi kıyafeti giyerseniz giyin, size çok yakışıyor, yemin ederiz. O yüzden bir daha sormayın.



* Biz erkekler gerçekten basitizdir. Mesela sizden ekmeği getirmenizi istiyorsak, aslında sadece acıkmışızdır ve sadece ekmeği getirmenizi istiyoruzdur. Bundan 'ekmek niçin masada değil' diye bir iğneleme yaptığımız sonucunu çıkarmayın zira tüm erkekler edebiyatçı değildir.



* Eğer farkında olmadan 2 değişik şekilde anlayabileceğiniz bir şey söylemişsek ve bunlardan biri kötü ve sizi üzecekse, kesinlikle diğer anlamında söylemişizdir, boşuna bizi sıkıntıya sokmayın.



* Biz farklı anlamlar taşıyan dolaylı, mecazlı soruları anlamayız. Ne istiyorsanız doğrudan söyleyin ve bizi yormayın.



* Eğer şişmanladığınızı düşünüyorsanız ki büyük ihtimalle şişmanlamışsınızdır. Bize sormayın, cevap vermeyi reddediyoruzdur.



* En karmaşık durumda bile bizim için temel kural şudur: 'En kolayını seç'. Bizden komplike şeyler beklemeyin.



* Erkekler genelde sadece ana renkleri görürler. Mesela, şampanya bir renk değil, bir içkidir bizim için.

Sarımsı Yeşil, Açık Yeşil Likör yeşili, Çimen Yeşili, Kireç Yeşili, Yay Yeşili, Orta Deniz Yeşili. Yukarıda saydıklarınız vallahi hepsi yeşil işte! Lütfen bizi zorlamayın..?



* Erkeklerin çoğunun en fazla 3 çift ayakkabısı vardır. O yüzden 30 çift ayakkabınızdan hangisinin kıyafetinize uyacağını bilmiyoruzdur lütfen sormayınız ayrıca uyum diye bir şey yoktur ve sırf uyum için giyeceğiniz şeyleri 1 hafta önceden tasarlamanız tamamen sizin takıntınızdır. Mavi kotun üstüne her renk ve desen blüz giyilebilir.



* Kırmızı tokanız var ve sırf bu tokaya uyum sağlaması için lütfen kırmızı takım elbise almaya bize mağazaları dolaştırmayınız..!



* Cuma + Cumartesi + Pazar = Bol yemek ve mutfak gerçekliğinin icrasıdır.



* Bizi anlamaya çalışın; ancak bizi anlama işini lütfen fazla abartmayın çünkü çok kolay anlaşılır erkekler.



* Evi temizleyip yorulduktan sonra, yüzünüze bakılmayacak haldeyseniz, yaptığınız temizliğin bizim için bir anlamı yoktur, takdir beklemeyin. Temiz bir evden ziyade bakımlı görünen bir kadınla bir evi paylaşmak daha anlamlıdır.



* Ev işlerinden sonra yattığınız yerde sızıp kalıyor ve her türlü kur çabasına yorgunum diyorsanız bu bizi bozar. Bir erkeğe temiz evden önce temiz bir eş ve hatta sadece bir eş lazımdır. Temizlik bir temizlikçi tarafından da yapılabilir ama bazı şeyler temizlikçi ile yapılmaz. Bizi zorlamayın..!



* Aylarca süren baş ağrıları baş ağrısı olamaz, mutlaka bir doktora gidin.



* Size 'neyiniz var' diye sorduğumuzda, 'hiç bir şeyim yok!!!' derseniz size inanırız, bizim için olay bitmiştir. O yüzden bir şeyiniz varsa doğrudan söyleyin sonra bizi anlayışsız durumuna düşürmeyin.



* 30 civarında ayakkabınız ve dolaplar dolusu elbiseniz varken bizi iflas ettirmek bir sevgi gösterisi değildir.



NOT: Bunu tanıdığınız tüm kadınlara yollayın; bir kere de olsa erkekleri anlasınlar. Mümkün olduğu kadar çok erkeğe de yollayın ki, onlar da yalnız olmadıklarını bilsinler.

_

Şerefe

Derdimden kederimden ağladım durdum
Goncagüldüm bahtım kara açmadan soldum
Gözümün nuruydun canımdın sırtımdan vurdun
Canımı alsaydın be zalim perişan oldum

Yaralı aşklara, kara sevdalara
Kaldırdım kadehi içiyorum
Şerefine be zalim dünya dert çekiyorum

Derdimden kederimden deliye döndüm
Efkarım yaktı kavurdu yaşarken öldüm
Gözümün nuruydun canımdın sırtımdan vurdun
Canımı alsaydın be hain perişan oldum

Yaralı aşklara, kara sevdalara
Kaldırdım kadehi içiyorum
Şerefine be zalim dünya dert çekiyorum

Gelin arabaları





























 

Düşünmek şişmanlatıyor!

Kanada'da Quebec Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, çalışırken zihinlerini kullanan insanların, bilgi tabanlı işler yapanlardan daha çok enerjiye ihtiyaç duyduklarını ortaya çıkardı.
Problem çözme, bilgisayar karşısında iş yapma gibi düşünerek yapılan işlerde beynin en üst düzeyde performans göstermesi, kişilerin çikolata veya şekerli yiyeceklere olan iştahını arttırıyor.

Beyin gücü isteyen işler vücudun insulin ve glukoz dengesini bozuyor. Bu iki madde aslında vücudun enerji makinasının dengede çalışmasını sağlayan en önemli iki unsur. Beyin genel anlamda enerji yaratabilmek için yakıt olarak glokoz kullanıyor. Kaslar ise hem yağ hem de glukoza ihtiyaç duyuyor. Araştırmanın sözcüsü Jean Philippe Chaput yaptığı açıklamada vücuttaki glukoz veya şeker düzeyinin değişken ve oynak olması durumunda beynin daha fazla glukoza ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

Günümüzde fiziksel güçle iş yapanlarla kıyaslandığında, beyin gücünü kullananların sayısı çok daha fazla. Bu durum da aslında dünya genelinde neden her geçen gün şişman sayısının artmakta olduğunu bize en basit şekilde özetliyor.

Bu durum sadece iş hayatında değil aynı zamanda günlük hayat içinde yapılan aktivitelerde de kendini gösteriyor. Bilgisayar oyunları başında daha fazla zaman harcayan insanlar ile tenis oynayanlar arasındaki fark da bir kanıt olarak gösterilebilir.

Kanada'daki araştırma 14 kadın denek üzerinde gerçekleştirildi. Bu kadınların hepsi üniversite öğrencileri içinden seçilerek yaşlarının da 20 ve 30 aralıklarında olmasına dikkat edildi. Deneklerin hepsi sağlıklı ve yeme düzensizliği olmayan normal kilolu kadınlar.

Araştırma sonrasındaki iki aylık süreçte deneklere günde üç kez birtakım egzersizler verildi. Bir de rahat bir sandalyede oturan kontrol grubu oluşturuldu. Katılımcılara kitap okuma, okuduğundan özet çıkarma ve bilgisayarda bazı zihin oyunları gibi zihinsel efor kullandırılan egzersizler verildi.

Her bir denek laboratuara sabah saat 8.00'de geldi ve hepsine aynı standart kahvaltı verildi. 10.30'da 45 dakikalık egzersize başlandı ve sonra tekrar yemek molası verildi.

Katılımcılar 45 dakikalık egzersizler sırasında bilgi tabanlı ve ezbere dayalı aktiviteler yaparken, rahat bir sandalyede rahat bir şekilde oturan kontrol grubundan sadece 3 kalori daha fazla yaktılar. Bu rakam da beyin gücüyle gerçekleştirdileri aktiviteleri yaparken yaktıkları kalorinin çok çok az bir kısmını oluşturuyor. Çünkü zihinsel işler yaparken aynı grup toplam 203 kalori harcadı. Araştırmanın bu bölümünde verilen görev de kitap okumak, bilgisayar oyunu oynamak gibi görevlerdi.

Aynı grup üzerinde yapılan iki ayrı çalışmada fark açıkça ortaya çıktı.

İki ayrı çalışma sırasında deneklerdeki glukoz dengesi de birbirinden oldukça farklı değerlerde çıktı. Denekler kitap okurken glukoz seviyesi hızlı bir şekilde düşerken, bilgisayar oyunlarında daha da at seviyelere indi.

Sonuç itibariyle düşünürken ve beynimizi çalıştırırken daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyoruz ve daha fazla yiyoruz. Üniversite profesörlerinin ve bilgisayar yazılımcılarının diğer meslek gruplarından daha şişman olması sizce tesadüf mü?

40 yıl

Kadin gece yarisi uyandiginda kocasinin
yatakta olmadigini gorur.
Kalkip mutfaga gittiginde kocasini yasli
gozlerle kahve icerKen bulur.
"Ne oldu, neyin var" diye sorar.
Adam:"40 yil onceki ciktigimiz gunleri hatirliyormusun?"
Kadin cok duygulanir.
Demekki kocasi 40 yil onceki yillarini
hatirlayip, uyuyamamistir.
"Evet" der duygulu bir sesle.
Adam:"Daha liseyi yeni bitirmistik ve sen 18'ine
girmek uzere idin."
"Evet" der kadin o gunleri hatirlayarak.
Bir gun annen evde yoktu ben size gelmistim.
Hatirliyormusun?"
"Evet " ! der kadin gulumseyerek.
Adam:"Annen eve erken gelmisti ve bizi
yakalamisti, hatirliyormusun?"
Kadin "Evet" der buyuk bir sevgi ile.
Kocasinin her detayi hatirlamasindan memnun ve mutlu.
Adam:"Annen odasina gitmis bir silah ile
gelip silahi basima dayamis ve ya kizimla evlenirsin yada seni 40 yil hapse gonderirim, daha 18'ine bile basmadi" demisti.
Hatirliyormusun?"
"Evet" der kadin gulumseyerek.
Adam gozlerindeki yaslari siler ve buyuk bir ic
ceker:
"Bugun hapisten cikiyor olacaktim"
 

Hadi birlikte arıyalım


 

     İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.

     Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi: Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş.

     Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş.

     Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat 12 'de Mac Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:

     - Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor demiş.

     Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam:

     - Siktir....et benimkini seninkini arıyalım...

Top patladı

Tilki ormanda gezmektedir. bir agacin dalinda asili bir geyik budu görür.

Açtir ama süphelenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.

Geyik budu bir iple bombaya baglidir.

Epeyce uzaga gider ve basini kollarinin üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi...

Tilkiye sorar "ne yapiyorsun dostum"

Tilki cevap verir "hiç... yatiyorum"

-Burada bir but var

-Evet var

-Neden yemedin

Tilki sakince cevap verir ;

"BU GÜN ORUCUM"

Kurt kendinden emin ;

"Ben yiyeyim o zaman"

Tilki "Buyur afiyet olsun" der.

Kurt but `a uzanir uzanmaz bir patlama ortalik toz duman kurt yarali hareketsiz 10 metre uzakta perisan halde yatarken tilki sakince budu yemeye baslar.

Bunu gören kurt ;

"LAN SEREFSIZ HANI ORUCTUN"

Tilki piskin piskin ;

"Biraz önce top patladi duymadin mi ?"

Fantasy World