Haklıyken haksız duruma düşüyor, Gururlanacağımıza eziliyor, haykıracağımıza susuyoruz!
içime sindiremiyorum...
Sıkılmadan hoşça vakit geçirebileceğiniz bir yer
Haklıyken haksız duruma düşüyor, Gururlanacağımıza eziliyor, haykıracağımıza susuyoruz!
içime sindiremiyorum...
Kültür ve Turizm Bakanlığı, sanal korsanlığın önüne geçecek önemli bir çalışmaya başladı. Vatan Gazetesi'nden Levent İçgen'in haberine göre, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Doç. Dr. Abdurrahman Çelik, yasal eksikliklerin tamamlanmasının ardından sektör için devrim niteliği taşıyacak projeyi anlattı: "Alacağımız önlemle internet ortamındaki korsan indirimin yüzde 70 oranında önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bu konuda ABD ve Avrupa'da uygulanan yöntemler var. Doğrudan internet ortamında MP3 ve video formatındaki dosyaların paylaşımı kontrol ediliyor.
Sistem yasal olmayan indirimleri otomatik olarak seçiyor. İlkinde doğrudan kanunla ilgili madde yazılarak, 'yasal bir indirim yapmadınız' uyarısı yapılıyor. Korsan indirim devam ederse yasal işlem başlatılıyor. Yasada bir ceza maddesi olmadığı için bu işlemi yapanlara nasıl bir ceza verileceği henüz net değil. Ancak yapılacak yasal düzenlemeyle para cezası, işin yoğunluğuna göre de hapis cezası verilmesi hedefleniyor. Adalet Bakanlığı ve Telekominikasyon Üst Kurulu'yla yapılacak görüşmelerin ardından bu netlik kazanacak. Yasal düzenlemenin sağlanmasının ardından proje hayata geçecek."
SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
BAKANLIĞIN teknik altyapısını oturttuğu, hukuki altyapısı için de düğmeye bastığı sistem şöyle işleyecek: Kullanıcıların bilgisayarlarından hangi şarkı, film veya elektronik kitabı indirdikleri dakika dakika tespit edilecek. Sisteme korsan olarak düşecek olan kullanıcıların IP numaraları belirlenecek. Sonra hangi kullanıcının hangi eseri indirdiği görülecek. Ardından indirimi yapan ve IP numarası tespit edilen kullanıcıya bakanlık tarafından yasal uyarı gönderilerek korsan indirim yapılmaması yönünde uyarılacak. Aynı IP'den korsan indirimin sürmesi halinde ise para cezası, indirim yoğunluğuna göre de hapis cezası uygulanacak.
yalnız kaldım
beklemek ne zormuş meğer
bir yolcu misali yolunu beklediğimde anladım.
ben, adını sayıklarken,
sen, kuytu köşelerde saklanan adamdın.
haberin yoktu ama yalnız kaldım..
sesini duymadan geçen zaman ne boşmuş meğer
telefonum sensizlikte öksüz kalınca anladım.
ben, gülüşündeki ahengi özlerken,
sen, ıssız dünyanda dolaşandın.
hissetmedin ama yalnız kaldım..
tattırdığın mutluluk ne lezzetliymiş meğer
yüreğimdeki sıcaklık üşüdüğünde anladım.
ben, her bakışında aynı samimiyeti ararken,
sen, kendi içtenliğini sorgulayandın.
farkına varmadın ama yalnız kaldım..
birbaşına kalmak ne çekilmez halmiş meğer
varlığının yerini yokluğun alınca anladım.
ben, aradığımı buldum sanırken,
sen, benbenciliğinde kaybolandın.
evet, senden önce de yalnızdım
ama şimdi unuttun ya beni iyice yalnız kaldım..
nurdan özcan / 20.01.2009
http://img132.imageshack.us/img132/6603/mailgooglecom5205558jr1.jpg
- Yemek ister misiniz efendim?
Kendini lokantada zanneden yolcu servis masasına baktı:
- Seçeneklerim neler?
Hostes yine kibarca gülümseyerek seçenekleri sundu:
- Evet veya hayır.
***
3 üncü
Bir alışveriş merkezindeyiz. Yaşlı bir hanım tavuk reyonunda bir türlü istediği kadar büyük bir tavuk bulamayınca, onu izleyen reyon görevlisine söylendi:
- Bu tavukların daha büyük olmaları mümkün değil mi?
Görevli tonton teyzeye takılmadan edemedi:
- Mümkün değil teyze, onlar ölü.
***
2 nci
Kamyon sürücüsü "dikkat, alçak köprü" ikaz levhasını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmişti. Olanca hızıyla üst köprüye bindirdi ve orada sıkıştı kaldı. Arkasında kilometrelerce araç kuyruğu oluştuktan sonra trafik/kurtarma ekibi nihayet geldi. Kurtarıcı işine başlarken polis de gözleri sıkışmış kamyonda, sürücüye yaklaşarak söze girmiş olmak için sordu:
- Köprüye sıkıştınız, he?
Sürücü canı burnunda homurdandı:
- Yo, köprü taşıyordum, mazotum bitti.
***
1 inci
Trafik kuralı ihlali yapan kimsenin çıkmadığı uzun bir nöbetin sonunda polis nihayet aşırı hız yapan bir aracı durdurdu. Sürücü camı açtı.. Ruhsat ve ehliyetini uzattı. Polis ceza makbuzunu cebinden çıkarırken keyifle gülümsedi.
- Sizi bütün gün bekledim.
Sürücü nasıl olsa cezamı öyle ya da böyle çekeceğim rahatlığıyla, iç çekerek cevap verdi.
- Anlıyorum memur bey. Elimden geldiği kadar hızlı gelmeye çalıştım ben de.
Polis, dakikalar süren gülmesi kesilmeyince adama eliyle git, git işareti yaptı ve adam cezadan kurtuldu.
Kişinin kendi kendine yaptığı olumsuz iç konuşmalar nedeniyle özgüveninin düşmesi ve kendini gerçekleştirmesinin engellenmesi olarak tanımlanan "Self Sabotaj", daha çok çocukluk döneminde öğrenilen hatalı düşüncelerden kaynaklanıyor.
International Hospital'dan Psikolog Dr. Ferahim Yeşilyurt, klinik psikolojide/ psikiyatride bir hastalık olarak tanımlanmasa da, olumsuz iç konuşmaların bazı psikolojik sorunlara neden olarak rahatsızlığın şiddetini artırabildiğini söylüyor.
Psikolog Dr. Ferahim Yeşilyurt, kadınların en çok kurdukları 12 cümle ile kendi kendilerini sabote ettiklerini belirtiyor:
-Diğerlerinden farklıyım, onlar daha akıllı.
-Ben zaten her zaman geriden giderim.
-Keşke daha güzel olsaydım (güzel değilim).
-En iyisi olmalıyım.
-Keşke daha zeki bir kadın olsaydım.
-Herkes benden daha çok çalışıyor.
-Ben beceriksizin tekiyim.
-Hafızam pek iyi değildir.
-İsimleri aklımda tutamam.
-Benden bir şey olmaz.
-Çok sinirliyim, dengesizim, dağınığım.
-Korkağın tekiyim.
İÇ SESİMİZİN TONUNU ANNEMİZİN TAVRI BELİRLİYOR
Çocuklar konuşmaya ilk başladıklarında yapacaklarını tek tek ifade ederler. 'Kamyonu alıyoruz, oyuncağı üzerine koyuyoruz' gibi. Bir süre sonra bu konuşmalar yok olur. Yaşamımızdaki ilk konuşmalar anne ve yakın çevrenin etkisiyle oluşuyor. Dr. Ferahim Yeşilyurt'a göre, eğer endişeleri nedeniyle korumacı bir anne yanında büyüyorsanız, çevresel konuşmalar bu doğrultuda oluşuyor. Karamsar bir anneniz varsa siz de olaylarla ilgili karamsar konuşmalar yapmaya başlarsınız. Bir süre sonra ise bu iç konuşmalarınızı başkaları duyamaz. Ama kendi içinizde devam eder gider.
Çocukken anneniz izin vermemesine rağmen bardaktan su içmeyi istediniz. Suyu içerken bardak elinizden kaydı ve yere düştü. Yerlere su ve cam parçaları dağıldı. Eğer anneniz "Aptal çocuk seni. Sana söyledim değil mi içemezsin diye, ortalığı berbat ettin" biçiminde konuşursa siz de bu konuşma tarzından etkilenirsiniz.
Anneniz olaya daha sakin de yaklaşabilir. "Şimdi içemiyorsun ama biraz büyüdüğünde tek başına bardaktan su içebilirsin" biçiminde konuşursa daha umutlu bir konuşmayı öğrenmiş olursunuz.
40 KERE SÖYLEYİNCE OLUYOR!
İç konuşmaların öğrenilmesi zamanla olur. Birkaç kerelik yapılan konuşmalardan çok, zaman içinde sürekli tekrarlanan konuşmalar daha fazla yerleşir. Çünkü öğrenmede tekrarın yeri büyüktür. Burada da yapılan tekrarlayıcı konuşmalar olumsuz düşüncelerin yerleşmesine neden olur. Kendi kendini sabote eden kişiler kendileriyle olumsuz iç konuşmalar yapmaktadır. Yapılan bu konuşmalar ise yaşadıkları kaygı ve üzüntüleri artırmaya yarıyor.
Psikolog Yeşilyurt, kendi içimizde gerçekleşen bu olumsuz iç konuşmaları değiştirmenin mümkün olduğunu, dünyadaki pek çok uzmanın bu görüşü paylaştığını söylüyor. Çocukluktan itibaren kendi kendimize yaptığımız olumsuz iç konuşmalar zaman içinde otomatikleşir. Ve kolaylıkla olumlu biçime dönüştürülemez. Bu nedenle arkadaşlar ve aileler tarafından "Yanlış düşünüyorsun, öyle düşünme, abartma" gibi o anki olumsuz iç konuşmalarınızı değiştirmeye yönelik çabalar işe yaramaz. Hatta bazen sizi daha fazla kızdırabilir. Bu nedenle eğer kendi başınıza bu sorunların üstesinden gelmekte zorlandığınızda bir uzmandan yardım almanız faydalı olacaktır.
Kendi kendinizi sabote etmekten kurtulmak için şu soruların yanıtlarını arayabilirsiniz:
-Bu düşünce için ne gibi kanıtlarım var?
-Bu durum için başka bir bakış açısı olabilir mi?
-Bu düşünce için ne gibi kanıtlarım var?
-Kendinize gerçekçi olmayan standartlar mı belirliyorsunuz?
-Sorunlarla baş edebilme yeteneğinizi mi küçümsüyorsunuz?