Satranç bir oyun, tango da öyle
Her iki oyunu da oynamak; zihin-beden koordinasyonu ister,
yaratıcılık ve zeka ister, konsantrasyon ister, esnek,
alternatifli ve stratejik düşünme, doğru yerde ve doğru
zamanda karar alabilme yeteneği ister,teknik ister,
duygu-düşünce-eylem dengesi kurma becerisi ister,
gözlemleme, anlama ve değerlendirme sürecinde kesintisizlik ister.
Ve her şeyden önce; oyunun temel kuralları olduğunu bilmek,
anlamak ve 2 tarafın mevcudiyetini ister.
Satranç da Tango gibi "2"yi gerektirir
Aslında tangonun dansını maçolukla değil,
satranç ile ilişkilendirmek için daha fazla nedene sahibiz.
Satranç oyununu oynayabilmek için farklı iki renk taş grubunun
varlığının gerekliliği ile söze başlayabiliriz.
Misal : siyah beyaz,
kadın - erkek gibi, yani 2 farklı renk
Her bir rengin içinde, farklı işlevselliğe sahip
eşit sayıda taş yer alır.

Oyunun kurallarından biri; açılışı beyaz taşın yapmasıdır.
ilk adımı beyaz taş atar, siyah onu takip eder
Bir erkek tek başına Tango yapamaz, kadın da öyle.
Tango yapmak için iki kişi gerekir. İkisi de hem birbirine,
hem de oyunun kurallarına gereksinim duyar. Ve kurallardan
biri de; erkeğin "lead", kadının "follow" edeceğidir.

Tangoda kadın ve erkek, kendi farklılıklarını korurken,
zihin ve beden koordinasyonu içinde işbirliği halindedir.
Her birinin kotardığı farklı bir şey vardır ve bu da,
tarafların danstaki pozisyonu ile ilişkilidir. Her birinin
danstaki konumunu belirleyen, teknik ve o pozisyonun
taşıdığı/üstlendiği görevdir ki bunlar, bu dansın tango,
bu oyunun satranç olması için gereklidir...

Partnerlerin eril yada dişi kimliğine göre, pozisyonlar
daha değerli ya da daha az değerli şeklinde tanımlanmaz.
Taşların rengi, üstlendikleri görevin değerini eksiltmez
ya da arttırmaz Tango dans etmek için partnerlerden
her biri, danstaki pozisyonuna ilişkin kurallara uymak
ve bunları yerine getirmek durumundadır.

Taşlar için de durum değişmez. Satrançta taşların her
biri, standardize edilmiş kurallara göre hareket eder.
Bir kale örneğin, düz açılarda hareket ederken, bir fil
diyagonal olarak yürür. Ancak, oyunun oynanması için
tüm taşlar gereklidir ve her taşın bulunduğu konumda
üstlendiği bir görev vardır
Beyaz taşın ilk hamleyi yapması ve siyahın onu takip
etmesinin oyunun kuralı olduğunu kabul ederek oyuna
başlamak ve bu döngüde oyunu sürdürmek; beyaz taşın
canının istediği yere gideceği ve bu hareketin kabul
göreceği anlamını içermez

Tangoda kadın, erkeğin liderliğini kabul eder ancak,
atacağı adım kendisinindir, kendisine aittir, erkeğe
değil. Adımını, gereği gibi ve düzgün bir şekilde
gerçekleştirmek için gerekli yeri, mesafeyi ve süreyi
kullanır. Aktif bir katılımcı olarak dansa varlığını koyar.
Tango dansında üç element vardır:
Kadın, erkek ve tangonun yapısı.
Satranç oyununda üç element vardır:
Siyah taşlar, beyaz taşlar ve satrancın yapısı.
Bu bağlamda erkek ve kadın; 2 farklı rol, 2 farklı üslup
ve 2 farklı konum ile, 2'nin içinde 1 şey üretirler:
bir Tango, bir Satranç ya da bir Oyun
Satranç ve Tango arasındaki benzerlikleri sıralarken,
dansın döngüsü içerisinde, yapısallığın, tekniğin
yanı sıra duyguların sirkülasyonu ve birbiriyle
etkileşiminin varlığını ıskalamış olduğum düşünülmesin.
Bu noktadaki ilişkilendirme de belki şöyle ifade edilebilir:
Satranç oyununda; beynin kavrayış ve muhakeme yoluyla
gönderdiği mesaj, ellere ulaşır.
"Tango oyununda beynin gönderdiği mesaj,
kalp yoluyla ayaklara ulaşır

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder